Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Küresel ölçekte sağlık hizmeti verebilen bir ülkeyiz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sadece bölgemizdeki ülkelerin vatandaşlarına değil başta Avrupa ülkeleri olmak üzere küresel ölçekte sağlık hizmeti verebilen bir ülke konumuna ulaştık" dedi.
Yayınlama: 26.11.2025 16:28
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "11. Tıp Kurultayı ve TÜSEB Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri Töreni'ne katıldı. Tıp camiasının temsilcilerini, diğer ülkelerden gelen bakanlar ve heyet başkanlarını, Sağlık Bakanlığının ve Türkiye Sağlık Enstitülerinin mensuplarını, selamlayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, törene katılmaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti. Üreten Sağlık İş Forumu'ndan çıkan sonuçların, hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı, kendi kategorilerde ödül alan bilim insanlarını ve hekimleri tebrik etti. Erdoğan Aziz Sancar'ı da anmadan geçmedi. Sancar'a hayırlı ve uzun ömürler dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aziz Sancar'ın Nobel ödülü alacak başka çalışmalara da imza atacağına yürekten inandığını dile getirdi."Şifa arayışı insanla başlamıştır"Yeryüzünde insan hayatından daha kıymetli bir şey yoktur diyen Erdoğan, "İnsanın asli varlığına musallat olan marazları ortadan kaldırmak, insan bedenini ve ruhunu sağlıklı kılmak, yaralarını sarmak, hastalıklarını iyileştirmek, acılarını dindirmek meselesi insanlık tarihi kadar eskidir. Deva ve şifa arayışı yeryüzünde insanla başlamıştır ve devam etmektedir. Esasında bütün kadim geleneklerin, bütün dinlerin, bütün köklü düşünce ve felsefe akımlarının nihai amacı insanın konumunu muhafaza etmektir. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" diyen ecdadımız, insanı yaşatmayı merkeze alırken sadece devletin bekası ve sosyal devlet anlayışının altını çizmekle kalmamış, asırlar önce kadim bir hakikati de dile getirmiştir. "Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" diyen bir hayat felsefesinden ancak kurucu ve kuşatıcı bir sağlık anlayışı zuhur edebilir. Doktor, hekim ve tabip kelimelerinin kökenlerinde ve mana evrenlerinde iyileştirme, selamete çıkarma anlamları olduğu kadar, bilgelik ve hikmetle birlikte halden anlama vasıflarının bulunması boşuna değildir. Eski Türk tıbbında "otacılar" olarak isimlendirilen zümrenin aynı zamanda bilge kişiler olması ancak bu hakikatle izah edilebilir" diye konuştu."İnsanlığın ortak malıdır"Tıp ilmindeki her türlü gelişmelerin ve yeniliklerin, hangi devletten ve hangi kuruluştan doğarsa doğsun insanlığın ortak malı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan "İnsanlık kadar eski bu ilkenin, çağımızın kar odaklı anlayışında maalesef, geçmişe kıyasta zemin kaybettiğini görüyoruz. Para kazanmayı, rantı, çıkarı, kar hırsını teşvik eden kapitalist sistem, hayatın pek çok alanı gibi tıpla ilgili paradigmayı da dönüştürüyor. İnsanlığın karşılaştığı modern açmazlardan biri, sağlık sektörünün, özellikle sektörünün yanında onu domine edenlerin sınıfsallaşarak kendilerini geniş kitlelerden ayrı, ayrıcalıklı bir katman gibi görmeleridir. Bir diğer husus da tıptaki gelişmelerin, insanın hayrına ve insan hayatının kurtarılması için kullanılacağı yerde, aksi istikamette kullanılmasıdır. Bunun tıp ilminde ve tabiplik mesleğinde yol açtığı sıkıntıları, siz kıymetli bilim insanlarımızın takdir ve değerlendirmesine bırakıyorum" dedi."Sağlığı olanın umudu, umudu olanın her şeyi var demektir."Tıp bilimini bilançolara sığdırmaya çalışmanın yanlışlığını üzerinde duran Cumhurbaşkanı, "Ben burada bir gerçeği açık ve net söylemek durumundayım. Ataların ifadesiyle, "sağlığı olanın umudu, umudu olanın her şeyi var demektir." Yani, sağlık her işin başıdır. Mutlu, huzurlu bir hayatın temel şartıdır. Gerçekten de şayet sağlığınız yerindeyse, gerekirse taşı sıkar, suyunu çıkartır, bir şekilde hayatınızı idame ettirirsiniz. Ama sağlığınızı kaybetmişseniz, tüm dünya size altın tepside sunulsa bile gözünüzde hiçbir kıymeti olmaz" diye konuştu. "Mücadele etmek zorundayız"Hastalanan her insanın kendini tedavi ettirme imkanı bulamadığı bir dünyanın adil, eşit ve yaşanabilir bir dünya olmadığını ifade eden Erdoğan, "Nasıl insan hayatı sömürülemezse, insan onuru ticarileştirilemezse, insanın sağlığı ve bunun yanında hastalığı sömürülemez, bir pazar meta olarak görülemez. İnsanın ruhu ve bedeni, insan sağlığı ve hastalığı, sadece ticarete konu edilemeyeceği gibi bir tahakküm aracı olarak da kullanılamaz. Gelinen noktada dünyanın sağlık alanında daha sıhhatli, daha rafine, İbn-i Sina ve Hipokrat çizgisine daha yakın bir bakış açısına kavuşması gerektiği anlaşılıyor. Evet, bunu açık yüreklilikle konuşmak, bunu tartışmak, böyle bir dönüşüm için ön almak, risk almak, mücadele etmek zorundayız." dedi."Dünya cennete dönüşecektir"Gazze'de iki ay boyunca hastanelerin bombalanmasına, insanların katledilmesine seyirci kalan bir dünyadan, böyle bir dünyaya geçmenin kolay olmayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanlık, bir hayatı kurtarmanın sevincini kolektif olarak yaşadığı, dünyaya sağlıklı gelen bir bebeğin sevincini kendi sevinci olarak gördüğü zaman, inanın dünya cennete dönüşecektir. Biz işte bunun için çalışıyoruz. Sizler aynı şekilde bunun için emek veriyor, çabalıyor, ter döküyorsunuz. Bir insanı iyileştirmeye maddi anlamda değer biçilemez. Bir hayatı kurtarmanın maddi anlamda pahası ölçülemez. Yunus Emre ne diyor? "Bir hastaya vardın ise, bir yudum su verdin ise, yarın anda karşı gele, Hak şarabın içmiş gibi." Evet, işte tüm mesele budur." diye konuştu."İbn-i Sina'nın varisleriyiz"Hastaya şifa olma bilincinin insanın genlerine işlediği bir coğrafyanın varisleri olduğunu idrak etme mecburiyeti oluğunu ifade eden Cumhurbaşkanı, "Bizler, unutmayın, Lokman Hekim’in varisleriyiz. Bizler, Batı'da tıp ilminin temelini atan İbn-i Sina'nın varisleriyiz. Bizler, Anadolu'yu şifahanelerle ören, insanlığın şifa ve deva arayışına kurumsal anlamda çözümler üreten büyüklerimizin varisleriyiz. Nasıl ecdadımız Anadolu'yu şifahanelerle ilmek ilmek dokuyarak bir şifa medeniyeti inşa etmişse, nasıl istiklal ve istikbal mücadelemizin en büyük payelerden biri tıbbiyenin olmuşsa, inşallah Türkiye Yüzyılı'nın sancaktarlarından biri de buradaki kardeşlerim olacak, doktorlarımız, bilim insanlarımız olacak, sizler olacaksınız. Ben buna tüm kalbimle inanıyorum. Her birinize teşekkür ediyor, şimdiden tebriklerimi iletiyorum" dedi. "Bir daha gelmemek üzere geride kaldı"İnsan merkezli siyaset anlayışının bir gereği olarak 23 yılda sağlığa büyük önem verdiklerini söyleyen Erdoğan, "Yürüttüğümüz çalışmalarla yaygın, kaliteli ve ekonomik bir sağlık sistemini hayal olmaktan çıkarıp halkımızın hizmetine sunduk. Anayasamızın en temel hükümlerinden olan sosyal devlet ilkesinin rehberliğinde, ekonomik durumu iyi olmayan vatandaşlarımızın da sağlık hizmetlerinden eşit bir şekilde istifade edebilmelerini sağladık. İlaç almak için insanların sabahın köründe yollara düştüğü, muayene sırası alabilmek için saatlerce kuyrukta beklediği, parası yetmeyince hastalarımızın rehin tutulduğu günler inşallah bir daha gelmemek üzere geride kaldı." diye konuştu."Hekimlerimizin de işini kolaylaştırdı"Toplam 1 milyon 470 bini aşan sağlık personeliyle, 86 milyon vatandaşa birinci sınıf sağlık hizmeti sunduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2002'den bu yana personel sayımızı yüzde 288 artırdık. Dikkatinizi çekiyorum, son bir buçuk yıl içinde 57 bin 504'ü hekim olmak üzere 99 bin 567 yeni atama yaptık. Türkiye'de hekim sayısının artması yalnızca hastalarımızın değil, onlara hizmet veren değerli hekimlerimizin de işini kolaylaştırdı, yükünü hafifletti. Kamu hastanelerimizin yüzde 80'ini yeniledik veya yeniden inşa ettik. 794 yeni hastaneyi hizmete kazandırarak kamu hastanelerinde toplamda 173 bin yatağa ulaştık. 2002 yılında kamuda yalnızca 7 bin nitelikli yatağımız vardı. Bugün bu sayı 18 kat artışla 122 bine ulaştı. Toplam yatak sayımız ise 164 binden 271 bine ulaştı. Son bir yılda 4060 yatak ünit kapasiteli 60 projeyi bitirdik" dedi."Kalıcı sağlık yatırımlarını hızlandırdık"2023 yılında yaşadığımız depremin yaralarını sarmaya devam ettiklerin ifade eden Cumhurbaşkanı "Bölgeyi yeniden ayağa kaldıracak kalıcı sağlık yatırımlarını hızlandırdık. Böylece 5 bin 123 yataklı 109 sağlık tesisini tamamladık. 11 ilimizde deprem öncesinde kamu hastanelerinde 23 bin 733 yatakla hizmet sunulurken, bugün 27 bin 503 yatakla sağlık hizmeti veriyoruz. Gaziantep 25 Aralık Devlet Hastanesi'nin 300 yataklı ek binası ile Kahramanmaraş 600 yataklı devlet hastanesini yıl bitmeden açacağız. Salgın döneminde hayati rol üstlenen şehir hastanelerimizden 25 tanesi hizmete girdi. 13 şehir hastanesinin yapımı devam ediyor. Toplamda 9 şehir hastanesinin ihale, proje ve arsa çalışmaları devam ediyor" diye konuştu. "Küresel ölçekte sağlık hizmeti verebilen bir ülkeyiz"Şehir hastaneleri olmak üzere, dünyanın pek çok ülkesi tarafından gelişmelerin ilgiyle takip edildiğini söyleyen Erdoğan "Öyle ki güçlü sağlık altyapımız sayesinde artık pek çok branşta sadece bölgemizdeki ülkelerin vatandaşlarına değil, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere küresel ölçekte sağlık hizmeti verebilen bir ülke konumuna ulaştık. Daha burada saymaya kalksak değil saatler, günler alacak birçok yatırımı, projeyi, devrim niteliğinde reformu hayata geçirdik. Kuşkusuz, tüm sorunları çözdük, tüm sıkıntıları giderdik iddiasında kesinlikle değiliz. Sağlık gibi dinamik bir alanda ihtiyaçlar hiçbir zaman bitmez, bitmeyecek. Ancak elini vicdanına koyan herkesin kabul ettiği üzere, sağlık alanında büyük bir devrime imza attığımız da tartışmasız bir gerçektir. Türk sağlık sisteminin gücü, kabiliyetleri ve şoklara karşı kapasitesi COVID-19 salgınında çok net görülmüştür" dedi. "Dünyada birinci ligde olmamız yetmez."Yapılanların tamamının kıymetli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye ve Türk milleti adına gerçekten gurur verici gelişmelerdir. Fakat sadece 23 yıllık sürede bunları başarmış olmamız, hedeflerimizin tamamına ulaştığımız anlamına gelmez. Bakınız, donanım ve sağlık altyapısında dünyada birinci ligde olmamız yetmez. Vatandaşın sağlık hizmetlerine eşit erişiminde gıpta edilen ülkelerden biri olmamız yetmez. Sağlık hizmetlerini devlet olarak ücretsiz karşılamamız yetmez. Tıp eğitiminde dünya standardının üzerinde doktorlar yetiştirmemiz yetmez. Başta tıp ve ilaç olmak üzere bilimsel araştırmalarda da dünyanın en iyi ülkelerinden biri olmak durumundayız" diye konuştu. "Hedeflerimizin çok uzağında olduğumuzu gayet iyi biliyorum"Gerekli Ar-Ge yatırımlarını yaparak tıbbi cihaz üretiminde de yeni bir aşamaya geçmek zorunda olduklarını dile getiren Erdoğan, "Cumhurbaşkanı olarak sağlıkla ilgili hususlarda kapsamlı bir millileşme ve yerlileşme hamlesine olan ihtiyacı sık sık dile getiriyorum. Ancak bu konuda tüm şahsi çabalarıma rağmen hedeflerimizin çok uzağında olduğumuzu da gayet iyi biliyorum. Savunma sanayiinde olduğu gibi burada da içeriden ve dışarıdan farklı engellerle karşılaşıyoruz. Ama nasıl ki zor oyunu savunma sanayiinde bozmuşsa, inşallah yerli ilaç ve tıbbi cihaz üretiminde de Allah'ın izniyle bozacaktır. Çalışacağız dedi. geliştireceğiz, üreteceğiz, hepsinden de öte zorluklar karşısında yılmayacağız ve Türkiye'yi çok farklı bir seviyeye hep beraber taşıyacağız. Bizi bu hedefimize bir adım dahi olsa yaklaştıracak her türlü özgün, nitelikli ve gerçekçi çabayı desteklemekte kararlıyız. Onun için bugün ödül alan bilim insanlarımızın çalışmalarını takdirle karşılıyorum. Her biriniz, tıpkı Aziz Sancar hocamız gibi bilimsel çalışmalarınızla yeni yol açıyor, sizden sonra geleceklere cesaret aşılıyorsunuz. Sizlerin bu çalışmaları inşallah diğer hekimlerimize de örnek olacak, ilham kaynağı olacak, daha farklı projelere başlamak için cesaret verecektir." dedi
Haber Merkezi
Tv42 Haber, Konya haberleri, Konya Gündem, Konya Haber, Konya Gündemi