Mustafa Kalaycı: "Konya ovasının suya kavuşturulması acil ihtiyaçtır"

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 2026 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, yaptığı konuşmada ekonomi, dış politika, sosyal adalet ve kamu yönetimi gibi konularından bahsederken Konya Ovası’ndaki su krizi ve tarımsal üretim konularının altını çizdi.

Yayınlama: 21.12.2025 17:08
Açılış konuşmasının ardından istikrar ve refah bütçesi olarak sunulan 2026 yılı bütçesi Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 8. bütçesi olduğunu dile getiren Kalaycı, "Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle siyasi istikrara ve özgüvene kavuşmuştur. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi istiklalimizin, güvenliğimizin, millî birlik ve dayanışma kararlılığımızın hem güvencesi hem de güç kaynağıdır. Türkiye, yeni yönetim sistemiyle diplomasiden ekonomiye, enerjiden savunma sanayiye, sağlıktan kültüre, terörle mücadeleden egemenlik çıkarlarımızı müdafaaya kadar her alanda göz doldurmuştur. Türkiye, çok yönlü ve insani dış politika anlayışıyla bölgesel gelişmelerin belirleyicisi, küresel düzeyde etkili bir aktör konumuna gelmiştir" dedi. "Ülkemizin diplomatik saygınlığı pekişmektedir"Uluslararası sistemin giderek daha büyük belirsizliklere sürüklendiği bir dönemde Türkiye'nin izlediği etkili diplomasinin dünya başkentleri tarafından yakından takip edildiğini söyleyen Mustafa Kalaycı, "Millî dış politikamız bölgesel barışı ve güvenliği güçlendirmeyi, dış ilişkilerimizin kurumsal zeminini genişletmeyi, bölgemizde ekonomik kalkınmayı ve refahı geliştirmeyi hedeflemektedir. Küresel ölçekte yaşanan olayların büyük çoğunluğu yakın coğrafyamızda cereyan etmekte, bu çatışma ve savaşların yol açtığı sorunlar komşu ülkelerle birlikte en çok bizi etkilemektedir. Rusya-Ukrayna Savaşında Türkiye’nin girişimleri, bölgesel istikrar ve uluslararası barış için kritik öneme sahiptir ve ülkemizin diplomatik saygınlığını pekiştirmektedir" diye konuştu. "Türk beklenendir, özlenendir"Türkiye, Filistin'de ki savaş mağdurlarını korumak, İsrail’in saldırılarını durdurmak ve uluslararası camiaların harekete geçmesini sağlamak için aktif diplomatik çaba gösterdiğini söyleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı, "Türk askerinin Gazze’de oluşturulacak barış gücü içinde yer alması önerisi İsrail’i korkutmuş, Filistinlilerde büyük umut ve heyecan oluşturmuştur. Türk beklenendir. Türk özlenendir. Türk adalet, merhamet ve barışın timsalidir. Avrasya’nın ortası Türk Dünyasıdır, Türkistan’dır. Bu bölgede bir uluslararası aktör olarak Türk Devletleri Teşkilatı bulunmaktadır. Türk dünyası 2040 vizyonu hedefleri kademe kademe ve hızla gerçekleşmektedir" dedi.  "Daha adil bir dünya mümkündür"Türkiye'nin yürütmüş olduğu çok boyutlu ve kapsayıcı dış politikayla bölgesel ve küresel etkisini artırdığının altını çizen Konya Milletvekili, "2026 yılında Türk Devletleri Teşkilatı 13’üncü zirvesi, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, COP 31 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı Türkiye’nin başkanlığı ve ev sahipliği ile gerçekleşecektir. Ayrıca, Antalya Diplomasi Forumu, her yıl çok sayıda devlet ve hükûmet başkanlarının ve bakanların katılımıyla ve başarıyla gerçekleştirilmektedir. Küresel sistemin daha adil ve kapsayıcı bir hâle gelebilmesi Türk dış politikasının öncelikleri arasında yer almaktadır. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, dünya 5'ten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür" diye konuştu. "“TRÇ” ittifakının inşa edilmesini önermektedir"Türkiye, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kuruluşların yeniden düzenlemesi konusunda etkili bir diplomasi yürüttüğünü ifade eden Kalaycı, "Milliyetçi Hareket Partisi, dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek olarak Türkiye, Rusya ve Çin’den müteşekkil “TRÇ” ittifakının inşa edilmesini önermektedir. Bizim dış politika vizyonumuzu Çift Başlı Selçuklu Kartalı simgelemektedir. Hem doğu hem batı diyoruz, iki tarafı da kucaklıyor, iki yöne de bakıyoruz" dedi."Olumlu gelişmeler görülmektedir"On beş yıldır büyüyen Türkiye Ekonomisinin 2025 yılının 9 aylık döneminde de yüzde 3,7 büyüme kaydettiğini belirten Mustafa Kalaycı, "Bölgesel ve küresel sınamalara, asrın deprem felaketine, kuraklık ve zirai don afetine rağmen Türkiye ekonomisi büyümesini 21 çeyrektir aralıksız sürdürmektedir. 2023 Mayıs ayında uygulamaya konulan dezenflasyon politikasının temel amacı enflasyonun düştüğü, istikrarın pekiştiği bir ortamda kapsayıcı ve sürdürülebilir büyümeyle kalıcı sosyal refahı sağlamaktır. Kim ne derse desin, program kararlı bir şekilde uygulanmakta, ekonomik göstergelerde olumlu gelişmeler görülmektedir" diye konuştu."İhracatçılarımız rekorlar kırmaya devam etmektedir"Merkez Bankası rezervlerinin rekor seviyeye yükseldiğini, Türkiye'nin risk priminin son 7 yılın en düşük seviyesine indiğini söyleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı, "2023 yılında yüzde 64,8, 2024 yılında yüzde 44,4 gerçekleşen yıllık enflasyon Kasım ayı itibariyle yüzde 31,1’e kadar inmiştir. İşsizlik oranı 2,5 yıldır tek haneli gerçekleşmektedir. Zayıf dış talep koşullarına rağmen ihracatçılarımız rekorlar kırmaya devam etmektedir. Cari açığın milli gelire oranı sürdürülebilir düşük seviyelerdedir. Doğrudan yatırımlar bu yılın on ayında 11,6 milyar dolarla 10 yılın en yükseğine çıkmıştır. Türkiye gerek kamu gerek reel sektör ve gerekse hane halkı borçluluğunda en az borçlu ülkeler arasındadır" dedi. "Bütçe açığı nominal olarak artmakta"2023 yılında yaşanan Türkiye tarihinin en büyük depremi sonrasında bölgenin yeniden imarına yönelik bugüne kadar bütçeden 90 milyar dolar civarında harcama yapıldığını söyleyen Konya Milletvekili, "Bütçe açığı nominal olarak artmakla birlikte, 2023 yılında yüzde 5,1’e yükselen bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı 2024 yılında yüzde 4,7’ye gerilemiş, bu yıl yüzde 3,6’ya inmesi beklenmektedir. IMF, Türkiye’nin ihtiyatlı ekonomik politikalarının önemli başarılar sağladığını açıklamıştır, Türkiye, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Raporlarına göre üst üste beşinci kez “çok yüksek insani gelişme” kategorisinde yer almıştır. Dünya Bankası verilerine göre de Türkiye bu yıl yüksek gelirli ülkeler arasına girecektir" diye konuştu. "POS komis­yonları makul bir seviyeye düşürülmelidir"Küresel krizler ve belirsizliklerin, dezenflasyon politikaları ve yüksek faiz oranlarının Türkiye ekonomisi üzerinde ciddi baskı oluşturduğunu belirten Kalaycı, "Başta KOBİ’ler olmak üzere reel sektör için erişilebilir ve uygun maliyetli fonlama mekanizmaları güçlendirilmeli, verimliliği artırıcı ve maliyetleri düşürücü teşvikler devreye girmeli, ihracatı destekleyici politikalara daha fazla öncelik verilmelidir. Esnaf ve sanatkarlarımız toplumumuzun ve ekonomimizin istikrar unsuru ve orta direğidir. Esnaf ve sanatkârlar yalnızca üretim yapan, hizmet sunan kişiler değil aynı zamanda ahlaki değerlerin, dayanışmanın ve kardeşliğin taşıyıcı gücüdür" dedi. Esnafı korumak ve rekabet gücünü artırmak için perakende sektörüne yönelik düzenleme yapılmalı, AVM ve büyük market zincirlerinin şehir merkezinde şube açmalarının ve pazar günleri kepenk indirmelerinin gerekli olduğunu söyleyen Mustafa Kalaycı, "Esnafımızın vergi ve prim borçlarının yapılandırılmasına dair talepleri dikkate alınmalıdır. Esnafımız için ciddi bir maliyet oluşturan kredi kartı POS komis­yonları makul bir seviyeye düşürülmelidir. Büyükşehir olan illerin nüfusu 30 bini aşan ilçelerindeki esnafın büyük çoğunluğunu yılbaşından itibaren gerçek usule tabi tutacak düzenleme, büyükşehir olan illerde vergi adaleti açısından bir eşitlik sağlamakla birlikte, bu defa diğer iller ve ilçeler bakımından eşitsizlik ortaya çıkaracak, özellikle küçük esnafı büyük sıkıntıya sokacaktır" diye konuştu. "Küçük esnafa kolaylık sağlanmalı"Gelir Vergisi Kanunu’ndaki şartlara göre gerçek usule tabi olması gerekenlerin belirlenmesi üzerine tüm esnafın aynı kefeye konulmamasının doğru olacağını söyleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı, " Küçük esnafa mutlaka kolaylık sağlanmalı, vergi, prim ve faiz yükü hafifletilmelidir. Şoför esnafı, yenileyeceği araç ve kullanacağı yakıta ilişkin verginin farklılaştırılması suretiyle desteklenmelidir. Ayrıca esnaf ve çiftçinin emeklilik prim gün sayısı 7200'e düşürülmelidir. Tarımda üretim planlaması ve destekleme konusunda devrim niteliğinde düzenlemeler yapılmış ve bütçeden tarıma ayrılan kaynaklarda önemli artış sağlanmıştır" dedi. "Konya ovasının suya kavuşturulması acil ihtiyaçtır"Ürün fiyatlarının düşüklüğü ve mazot, elektrik, gübre, yem fiyatlarının yüksekliği çiftçilerin başlıca şikâyetleri olduğunu dile getiren Konya Milletvekili, "Yüksek girdi maliyetleri altında üretimini fedakârca sürdüren çiftçimizin, besicimizin ve süt üreticimizin gelirini artıracak ve daha fazla üretmesini sağlayacak ilave tedbirleri uygulamaya koymamız lazımdır. Sürdürülebilir bir tarım ve verimlilik için havzalar arası su transferi yapılması zorunluluktur. Orta Anadolu’nun, özellikle de çölleşme riski altındaki Konya ovasının suya kavuşturulması acil bir ihtiyaçtır. Konya kapalı havzasında 684’e ulaşan obruklar can ve mal güvenliğini de tehdit etmektedir" diye konuştu. Türkiye'ye petrol ve doğal gaz boru hatları, bölünmüş yollar, otoyollar, demir ağları ve tüneller yapabilen bir iktidarın Konya Ovası'na da suyu kolaylıkla getirebileceğini söyleyen Kalaycı, "Yapılacak harcamalar, üretim ve verimlilik artışından sağlanacak gelir ile kısa sürede amorti edilecektir. Gerekirse, Konya yatırımlarına ayrılan kaynağı bu işe aktarın, daha da ötesi çiftçimiz destek almayalım yeter ki suyu getirin diyor. Su hayattır. Su yoksa hiçbir şeyin kıymeti yoktur. Hiç olmazsa, kışın denizlere boşa akıp giden suları Konya havzasına çevirerek yer altı sularımızı ve göllerimizi beslememiz gerekmektedir. Ayrıca su zengini olmayan ülkemizde bir damla suyun bile heba olmaması için yağmur hasadı yapılmalı, sulama kanalları kapalı sistemlere dönüştürülmeli, sulama organizasyon altyapıları iyileştirilmeli, basınçlı sulama sistemlerine verilen destekler etkinleştirilmelidir" dedi. "Ahlaki yeniden yapılanmanın hızla gerçekleştirilmesi gerekmektedir"Yaşanan birçok sorunun temelinde yer alan ahlaki kirlilik ve yozlaşmanın toplumsal alanda da yaygınlık kazandığına dikkat çeken Mustafa Kalaycı, "Ahlaki değerlerin erozyona uğraması, sosyal çürümeye yol açmaktadır. Yolsuzluklar, suç örgütleri, kaçakçılık, uyuşturucu ve madde bağımlılığı, kumar, yasa dışı bahis, şike, kara para aklama, fahiş fiyat, stokçuluk, taklit veya tağşiş gibi olaylar bütün netliğiyle ortadadır. Her alanda yaşanan yozlaşma kültürünü süratle dürüstlük kültürüne dönüştürecek ahlaki yeniden yapılanmanın hızla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Dürüstlüğü teşvik eden davranış kuralları oluşturulmalı, din öğretiminde ve eğitimin her kademesinde, insanımıza dürüstlük ve sorumluluk, ahlak ve adalet anlayışı, devlet malına sahip çıkma gibi erdemlerin kazandırılmasına önem verilmelidir" diye konuştu. "Yolsuzluk bataklığını kurutmak mutlak bir zorunluluktur"Türkiye'de yolsuzluk ve rüşvet iddialarının arttığını dile getiren MHP Genel Başkan Yardımcısı, "Yusuf Has Hacib Kutadgu Bilig’de, şöyle diyor. "Devletin malını çalan hırsızdır; halkın hakkını yiyen rüşvetçi ise hırsızın büyüğüdür." Yolsuzluk bataklığını kurutmak mutlak bir zorunluluktur. Herkes ahlaki sorumlulukla elini taşın altına koymalıdır. Milletimizin helal rızkını çalan hortumculardan, organize yolsuzluk şebekelerinden mutlaka hesap sorulmalıdır. Yolsuzluk cezaları ağırlaştırılmalı, caydırıcılığı sağlanmalıdır. Demokratik rejimi diğer yönetim şekillerinden ayıran en önemli fark yönetenler ile yönetilenler arasındaki açık ve şeffaf ilişkiler ağı ile bu sistemin oluşturması arzulanan temiz, ahlâklı, dürüst ve erdemli siyaset anlayışıdır" dedi. "Makul esaslara bağlanmalıdır"Demokratik yönetimler, gizli kapaklı ilişkilerin, görülmediği; yolsuzluğun, olmadığı faziletli idareler olmaları gerektiğini dile getiren Konya Milletvekili, "Milliyetçi Hareket Partisi, toplum hayatını, demokratik rejimi ve manevi değerleri tahrip eden ahlaki yozlaşmanın önlenmesini ve yolsuzluklarla mücadeleyi, milli siyaset anlayışının temel unsuru olarak görmektedir. Türk siyasî ve bürokratik hayatına ilkeli, seviyeli, şeffaf ve temiz bir yönetim anlayışı yerleştirilmeli, yolsuzluğa karşı siyaset, bürokrasi, yargı ve sivil toplum ayakları olan topyekûn bir mücadele yürütülmelidir. Siyasi partilerin ve siyasetçilerin gelir kaynaklarının ve seçim harcamalarının etkin bir biçimde denetimi temin edilerek kamuoyunun bilgisine sunulması sağlanmalıdır" diye konuştu. Milletvekillerinin yapamayacakları işlerin kapsamı genişletilmesi gerektiğini, milletvekilliği dışında elde ettikleri gelirlerin beyan edilmesinin temin edilmelisin önemini vurgulayan Kalaycı, "Milletvekili dokunulmazlığı, kamu vicdanının kabul edeceği makul esaslara bağlanmalıdır. Kamu ihale sistemi, imar düzenlemeleri, mal bildirimi, bilirkişilik, kamu görevlilerinin yapamayacağı işler gibi hususları düzenleyen mevzuat gözden geçirilmeli, bu müesseseler şeffaf ve denetlenebilir olmalıdır. Kamu idarelerine dair Sayıştay denetim raporlarının ve kesin hesap kanun tekliflerinin ayrı bir Komisyon tarafından görüşülmesi sağlanmalıdır. Yolsuzlukla mücadelede, kamu yönetiminin; yasallık, verimlilik, etkinlik, tutumluluk, şeffaflık ve hesap verme sorumluluğu ilkeleri çerçevesinde iyileştirilmesinin yanında etkin bir denetim sisteminin varlığı büyük önem arzetmektedir. Denetim sistemimizin görev, yetki, sorumluluk ve kurumsal yapı itibarıyla etkinleştirilmesi, “Türkiye Denetim Kurumu” oluşturularak, teftiş ve denetim birimlerinin bünyesine alınması uygun olacaktır" dedi. "Siyasi etik kanununu çıkarmalıyız"Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ihtiyaçı olan Anayasal ve yasal değişikliklerin yapılması gerektiğini savunduklarını söyleyen Mustafa Kalaycı, "Demokratik standartların yükseltilmesi amacıyla hak ve özgürlükleri öne çıkaran, demokratik, kapsayıcı, mutabakata dayalı, milletimizin beklentilerine uygun yeni bir anayasayla Türkiye'yi ayak bağlarından tümüyle kurtarmalıyız. Meclis İçtüzüğü yenilikçi bir anlayışla düzenlenmeli, Meclisin ve siyasetin itibarına da zarar veren kısır tartışmalara ve zaman kayıplarına artık son verilmeli, yasama kalitesi sağlanmalıdır. Siyasi Partiler Kanunu ve seçim kanunlarını yeniden düzenlemeli ve siyasi etik kanununu çıkarmalıyız" diye konuştu. "Cezai yaptırımlar getirilmelidir"Türkiye’nin milli ve manevi değerlerini ortak payda kabul eden bir siyaset anlayışının hâkim kılınması gerektiğini söyleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı, "Kamuoyu araştırma kuruluşları ve araştırmacıların nitelik ve yeterliliklerine ilişkin esas ve usuller belirlenmeli, kamuoyunu manipüle eden, yönlendirme veya etkileme maksadıyla yalan, yanlış, yanıltıcı bilgiler sunanlara cezai yaptırımlar getirilmelidir. Yönetim sisteminin kalitesi kadar sistemi işleten insan gücü kalitesi de önemlidir. On İkinci Kalkınma Planı'nda yüksek verimlilikle kaliteli hizmet sunan insan kaynağına sahip, objektif ölçütlerin ve liyakat ilkelerinin hâkim olduğu, değişen koşullara uyum sağlayan kamu personel sisteminin oluşturulması temel amaç olarak belirlenmiştir" dedi. "Birçok bakanlık ve kurumumuz büyük sıkıntı çekmektedir"Devlet Memurları Kanunu’nun temel ilkelerinden olan liyakati temin edecek bir yapı alarak “Liyakat Kurulu” kurulması gerektiğini ifade eden Konya Milletvekili, "Yine On İkinci Kalkınma Planı'nda, kamuda istihdam edilen kariyer meslek personelinin görev alanlarını, atanma süreçlerini ve meslekte yükselme gibi hususları düzenleyen mevzuat çalışması yapılacağı belirtilmiştir. Özel yarışma sınavıyla mesleğe girerek belirli bir süre hizmet içi eğitim sonrası yeterlilik sınavına tabi tutulan kariyer personel, Türk bürokrasisinin gücü, etkinliği, dinamizmi, sürekliliği ve devlet aklını temsil etme kabiliyetidir" diye konuştu. Kariyer mesleklerinin, kamu kurumlarının politika ve stratejilerinin oluşturulmasında belirleyici olmakta, eğitimli, nitelikli ve nitelikli yöneticiler yetiştirmesinin öneminden bahseden Kalaycı, "2026 yılı Bütçe Kanunu K Cetveline Komisyonda eklenen düzenlemeyle merkez kariyer personeli de kapsayan tazminat artışı öngörülmüş, ancak Genel Kurul’da geri çekilmiştir. Kariyer personelin büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını, moral ve motivasyon kaybına uğradıklarını dile getirmek zorundayız. Zaten özlük haklarındaki ciddi gerilemeye bağlı olarak mesleki itibarlarını önemli ölçüde kaybeden kariyer uzman ve denetim elemanlarının kamudan ayrılmaları nedeniyle birçok bakanlık ve kurumumuz büyük sıkıntı çekmektedir. Bu sıkıntının daha da büyüyeceği mutlaka görülmelidir" dedi."Merkez taşra diye ayrılmasını doğru bulmuyoruz"MHP'nin tüm kariyer meslek mensuplarının özlük haklarının hemen iyileştirilmesi gerektiği görüşünde olduğunu söyleyen Mustafa Kalaycı, "Kariyer personelin merkez taşra diye ayrılmasını da doğru bulmuyoruz. Ayrıca, kamu mühendis ve diğer teknik elemanları ile akademik personelin aylıklarının, yürüttükleri hizmete mütenasip olmaktan uzak olduğu açıktır. Müdür ve müdür yardımcıları, şefler ve diğer kamu çalışanlarının da durumlarının değerlendirilmesi uygun olacaktır. On İkinci Kalkınma Planında, kamu personel mevzuatının statü ve sınıflandırma kriterleri dikkate alınarak geliştirilmesi, ücret sisteminin sadeleştirilmesi, ücret düzeylerinin görev ve sorumluluk esasına dayalı olarak yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir" diye konuştu. "Göz önünde bulundurulacağına inanıyoruz"Kamuda statü ve istihdam karmaşasını giderecek ve ücret adaletini sağlayacak, bir kamu personel sistemi oluşturulması gerektiğini dile getiren MHP Genel Başkan Yardımcısı, "Memur ve memur emekli aylıkları 2024 yılında yüzde 78,1, 2025 yılında yüzde 28,9 oranında artırılmıştır. Kamu çalışanlarının aylıklarına ocak ayında yapılacak artışta bütçe imkânları çerçevesinde ilave refah payı verilmesi uygun olacaktır. Ayrıca birinci dereceye gelen memurlara 3600 ek gösterge verileceğine de inanıyoruz" dedi. Asgari ücretin 2024 yılında yüzde 49,1; 2025 yılında yüzde 30 oranında artırıldığını belirten Konya Milletvekili, "Asgari ücret tarihi bir reformla 2022 yılından itibaren vergi dışı bırakılmış ve tüm çalışanların asgari ücret kadar gelirine vergi istisnası getirilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2026 yılında uygulanacak asgari ücretin belirlenmesinde çalışanların geçim şartlarının göz önünde bulundurulacağına inanıyoruz. Türk milleti hem gaziliğin hem de şehadetin yuvasıdır. Şehitlerimiz ve gazilerimiz, milletimizin asırlarca dimdik ayakta durmasının yegâne dayanakları ve ikamesi olmayan güçleridir. Şehit ailelerine ve gazilerimize toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlamak, devlet ve millet olarak vazifemizdir" diye konuştu. "Haklarını mutlaka vermeliyiz"Şehitlerin anne ve babalarının aylıklarının artırılması, şehit çocuklarınına iş imkânı verilmesi, gazilere ikinci istihdam hakkı ve ÖTV'siz araç alma imkânının sağlanması, rütbeli vazife malullerinin hak kayıplarının giderilmesi gerektiğini söyleyen Kalaycı, "Terörle mücadelede yaralanmalarına rağmen mevzuata göre malul sayılmayan kahramanlarımıza gazilik unvanı ve haklarını mutlaka vermeliyiz. Engelli vatandaşlarımızın başkalarının yardımına muhtaç olmadan hayatlarını sürdürebilmeleri için, hukuki, ekonomik ve fiziksel altyapıları güçlendirmeyi, en temel ilkemiz kabul ediyoruz. Engellilik durumu sürekli olan vatandaşlarımıza verilen engellilik raporu, ömür boyu geçerli olmalıdır" dedi."Devletin önemli ve öncelikli görevlerinden biridir"Engellilerin hem kamuda hem de özel sektörde daha fazla istihdam edilmelerinin sağlanması gerektiğini ifade eden Mustafa Kalaycı, "Engelli aylık ve desteklerinin makul bir seviyeye çıkarılması, ödemelerde aile geliri yerine kendi gelirinin esas alınması uygun olacaktır. 2026 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında, emekli aylığı bağlama sisteminin kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik edecek şekilde yeniden düzenleneceği yer almıştır. Emeklilerimizin yıllarca hizmet verdikten sonra geçim kaygısı duymadan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini temin etmek devletin önemli ve öncelikli görevlerinden biridir. Emekli aylığı bağlama sisteminde kişilerin daha çok istihdamda kalmasını da teşvik edecek şekilde aylık bağlama oranlarının artırılmasını ve güncelleme katsayısının belirlenmesinde büyümeden tam pay verilmesini gerekli görüyoruz" diye konuştu. "Sosyal devlet anlayışının bir gereğidir"Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) ve Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (BAĞ-KUR) emekli aylıklarının 2024 yılında yüzde 86,2; 2025 yılında ise yüzde 35 oranında artırıldığının altını çizen MHP Genel Başkan Yardımcısı, "Milliyetçi Hareket Partisi olarak emekli aylıklarına ocak ayında yapılacak artışta ilave refah payı verilmesi ve emekli aylıkları arasındaki eşitsizliklerin kademeli bir şekilde giderilmesi görüşündeyiz. Dar ve orta gelirli, muhtaç ve yoksul vatandaşlarımıza destek vermek sosyal devlet anlayışının bir gereğidir. Parti’mizin proje hâline getirdiği asgari refah seviyesinin endeks üzerinden hesaplanması ve belirlenen gelir seviyesine erişene kadar ailelere asgari gelir desteği verilmesi uygulamasının hayata geçirilmesini gerekli görüyoruz" dedi. "Milli ve tarihi bir hedeftir"Türkiye'de barış ve huzurun kalıcılaşacağı bir döneme girildiğini belirten Konya Milletvekili, "Terörsüz Türkiye, devlet politikasına dönüşen milli ve tarihi bir hedeftir. Bazı provokasyonların varlığına, iç ve dış kaynaklı sabote etme girişimlerine, bazı kara propaganda, istismar ve iftiralara rağmen aşama aşama, sonuca doğru gidilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı, birliği, egemenliği ve tarihi müktesebatı her türlü düşüncenin üstündedir. Türkiye Cumhuriyeti milli ve üniter bir devlettir. Türk milleti ayrılık kabul etmeyen tarihi, kültürel ve beşeri bir bütündür. Ay yıldızlı al bayrağımız, bağımsızlığımızın ve egemenliğimizin sembolüdür. Türkçemiz, bizleri bir arada tutan dilimizdir. İstiklal Marşımız, kahramanlık ve bağımsızlık destanımızdır" diye konuştu."Demokrasinin daha güçlendiği bir Türkiye olacaktır"Türkiye Cumhuriyeti'nin milli birliğini sonsuza kadar koruyacağını söyleyen Kalaycı, "Türk milleti bin yıldır kardeşçe yaşadığımız bu vatanda hiçbir sebebin ayrıştıramayacağı kadar kaynaşmıştır. Siyonist emperyalist hiçbir komplo, senaryo ve oyun, hiçbir yalan ve dedikodu aramıza giremeyecek, millet çınarında buluşan ebedi dost ve kardeşliği bozamayacaktır. Terörsüz Türkiye, demokrasinin daha güçlendiği bir Türkiye olacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin barış, huzur ve kardeşlik içinde yeni atılım ve hedeflere hazırlanmasında, milliyetçilik ve demokrasiyi, siyasî ve kültürel çerçevenin iki anahtar kavramı olarak kabul etmektedir" dedi. İnsan hak ve hürriyetleri, hukukun üstünlüğü ve adalet gibi değerler, Türk milliyetçiliğinin temel referansları olduğunu dile getiren Mustafa Kalaycı, "Demokratik standartları yükseltecek, hukuk devletini güçlendirecek reform niteliğindeki adımların etkin şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir. Toplumun tüm kesimlerinin kendisini eşit, saygın ve güvende hissettiği bir yapı, terörü besleyen ve terörden beslenen ortamı kurutacak, bölücü zihniyeti ortadan kaldıracak ve aynı zamanda demokrasinin gelişmesine de önemli katkı sağlayacaktır. Terörsüz Türkiye, ülkemizin her köşesinde ekonomik ve sosyal hayatın canlanmasını, yatırım ve üretimin artmasını, turizmin hareketlenmesini, bölgeler arası gelişmişlik farklarının azalmasını sağlayacaktır. Terörsüz Türkiye hedefinin gerçekleşmesiyle terörsüz bölgenin yolu da açılmış olacak, bölgesel istikrar, ticaret ve ekonomik iş birliği hem Türkiye hem bölge ekonomisine önemli katkı sunacaktır. Cumhur İttifakı Türkiye’yi yükseltmeye, küresel ve bölgesel marka değerini güçlendirmeye, bu aziz millet için her feragati göstermeye sonuna kadar devam edecektir" diye konuştu.
Haber Merkezi
Tv42 Haber, Konya haberleri, Konya Gündem, Konya Haber, Konya Gündemi