KÜLTÜR SANAT
Giriş Tarihi : 26-04-2024 14:32   Güncelleme : 26-04-2024 14:32

Usulsüz Tehcir Yargılamarı Yoluyla Mahkûm Edilmek İsteniyoruz

Prof. Dr. Ferudun ATA: Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’un fethinden sonra Gregoryen olan Ermenilere İstanbul’da patriklik makamı tahsis edilmiş, nüfus ve nüfuzları Fatih’le artmıştır. Batıdaki milliyetçilik duyguları Ermenileri de etkilemiş, 1828’deki Türkmençay Antlaşması sonucu Revan Hanlığı Ermenistan Devleti’ne dönüştürülmüştür. Rus birlikleri içerisinde yer alan Hınçak ve Taşnaklar Doğu’da katliamlara girişmişler. Batılı devletler Osmanlıyı ıslahat konusunda sıkıştırmaya başlamışlardır. Reformdan kasıt bağımsız veya özerk bir Ermenistan’dır.

Usulsüz Tehcir Yargılamarı Yoluyla Mahkûm Edilmek İsteniyoruz

HİSDER (Hikmet İlim ve Sanat Derneği)'in Karatay Belediyesi Şemsi Tebrizi Sosyal Tesisleri’nde düzenlediği “Pazartesi Toplantıları’nda Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Cumhuriyet Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ferudun Ata “Ermeni Meselesi” hakkında dernek üyelerine bilgi verdi.

Yüzlerce yıllık ortak bir geçmişe sahip Türk-Ermeni ilişkilerinin 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren oldukça sıkıntılı bir sürece girdiğini üzerinde duran Ata, Osmanlı Devleti’nin zayıflamasına paralel olarak bağımsız bir Ermenistan hayali ile isyanlara kalkışan Ermeniler, Birinci Dünya Savaşı’nın çıktığı 1914 yılına gelinceye kadar birçok yerde katliamlara girişmişler, ülkenin iç ve dış güvenliğini tehdit eder hale gelmişlerdir. Ruslarla işbirliğine giderek 1 milyon Müslüman’ı öldürmeleriyle, devlet radikal bir önlem almak zorunda kalmış, tamamen güvenlik gerekçeleri ile Ermenilerin bir kısmını düşmanla irtibat kuramayacağı ülkenin güney bölgelerine göç ettirdiğini söyledi.

TÜRKİYE’NİN BAŞINI AĞRITAN MESELE

Türkiye’nin başını ağrıtan konulardan biri olan Ermeni meselesi 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanların Yahudilere uyguladığı jenosit (soykırım) kavramının kabul edilmesiyle 1960’lardan itibaren Ermeniler tarafından 1915 olaylarının gündeme taşındığını belirten Ata; “Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’un fethinden sonra Gregoryen olan Ermenilere İstanbul’da patriklik makamı tahsis edilmiştir. Türk idarecileri miili ve dinidir. İnsanların dinine müdahale etmeme anlayışındadır. Ermeniler Türk dilini benimseme anlayışında çok isteklidirler. Nüfus ve nüfuzları Fatih’le artmıştır. Kapitülasyonlarla İstanbul’a gelen Fransızlar Ermenilerle işbirliğinde gitmiş, onların Katolikliğe geçmesi için çalışmıştır.”

ERMENİLER ÜZERİNDEKİ YABANCI ETKİSİ

Ata, Batıdaki milliyetçilik duygularının etkisinin Ermenileri de etkilediğini Rusya, İngiltere ve Amerika’nın etkisiyle Ermenilerin Ortodoks ve Protestanlık mezheplerine geçtiğini ifade ederek “1828 ‘deki Türkmençay Antlaşması sonucu Revan Hanlığı Ermenistan Devleti’ne dönüştürülmüştür. Rus birlikleri içerisinde yer alan Hınçak ve Taşnaklar Doğuda katliamlara girişmişler. Batılı devletler Osmanlıyı ıslahat konusunda sıkıştırmaya başlamışlardır. Reformdan kasıt bağımsız veya özerk bir Ermenistan’dır. Islahatlar yoluyla bağımsızlığa giden yol açılmaya çalışılmıştır. 2.Meşrutiyet’in ilanından sonra Ermeniler durumdan memnun değildir. İttihat ve Terakki ile Ermeniler arasında Erzurum’da yapılan toplantıda devlete bağlılık bildirilmesine ragmen el altından Ruslarla işbirliğine gidilir. 24 Nisan 1915’te İstanbul’da 2 bin Ermeni ileri gelenin tutuklanması üzerine Talat Paşa İngiltere ve Fransa tarafından tehdit edilir.”

TEHCİR KARARI

“Hükümet, 1,4 milyon Ermeni’nin 400 bini savaştan 6 ay sonra 27 Mayıs 1915 tarihinde ‘Sevk ve İskân Kanunu’nu çıkartarak kendi toprağı olan Suriye’ye tehcire tabi tutulmuştur. Osmanlı Devleti savaş ortamına rağmen Ermeniler için her türlü tedbiri almış ise de bu göç sırasında bazı istenmeyen olaylarla karşılaşılmıştır. Ermenilerin bir kısmı saldırılar, bir kısmı hastalık veya yol şartları gibi sebeplerle hayatlarını kaybetmişlerdir. Ancak, tehcir kararını alan İttihat Terakki hükümeti meydana gelen bu istenmeyen olaylara sessiz kalmadığı gibi, 1915-1916 yılarında kurduğu mahkemede Ermenilere zarar veren 2700 kişiden 67 kişi idam edilmiştir. Mondros Mütarekesi’nden sonra (30 Ekim 1918) Batılı devletler İttihat Terakki mensuplarının derhal yargılanmaları yönünde hükümete baskı yapmaya başlamışlardır. Tevfik Paşa’nın sadrazam olduğu hükümet baskılardan dolayı, Ermeni olaylarında sorumluluğu bulunanların ortaya çıkarılması için İsveç, Hollanda, İspanya ve Danimarka’dan getirilecek bir yargıçlar grubunun konuyu incelemesini istemiştir. Ancak Osmanlı Devleti’ni uluslararası bir mahkemede yargılatmak niyetinde olan İngilizler yargıçların gelmesini engellemiştir. Mütareke sonrası İtilâf Devletlerinin her istediklerini yerine getirmişlerdir. Hükümet, Divân-ı Harb-i Örfî adlı olağanüstü bir mahkeme kurmuştur. Mahkemede ilk yargılama 6 Şubat 1919 tarihinde Yozgat’tan yapılan sevkiyatın sorgulandığı Yozgat Tehciri davası ile başlanmıştır. Sahte tanıklarla Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey idam edilir.” dedi.

USULSÜZ YARGILANMALAR

İttihatçıların yargılanmasında mahkemelerin içinde bulunduğu duruma değinen Ata, “Mahkeme hükmünü baştan vermiş, sanıkların derhal idam edilmesi gerektiği anlayışı üzerine kurulmuştur. Mahkeme başkanlığını Nemrut veya Kürt Mustafa Paşa diye şöhret bulan, hukukla hiç ilgisi bulunmayan bir emekli generalin yaptığı davalar hukuksuzluk örnekleriyle doludur. Zaten bu usulsüz uygulamaları ispat edildiği için görevden alınıp yargılanmış, dosyalarda yapılan incelemeler sonucu davalar temyiz tarafından bozulmuştur. Ermeni ve Rum yalancı şahitlerin mahkemedeki ifadeleri ve işgal kuvvetlerinin baskıları, bu mahkemelerin tarafsızlığına gölge düşürmüştür. Bu davalarda yaptığı suiistimaller ortaya çıkınca kendisi de mahkûm olmuş, ancak Padişah Vahdettin tarafından Nemrut Mustafa Paşa affedilmiştir. Günümüzde Ermeniler1915-1916 yargılamalarını görmezden gelmeyi tercih ederek, 1919’daki usulsüz yargılamalar yoluyla bizi mahkûm ettirmek istiyorlar.”

Sohbetin soru cevap kısmından sonra HİSDER Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu tarafından Prof. Dr. Ferudun Ata’ya dernek plaketi takdim edildi. Toplantı toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.