Menü
Son Dakika :
Konya
30°C
ADANA
ADIYAMAN
AFYONKARAHİSAR
AĞRI
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
ISPARTA
MERSİN
İSTANBUL
İZMİR
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
KAHRAMANMARAŞ
MARDİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
ŞANLIURFA
UŞAK
VAN
YOZGAT
ZONGULDAK
AKSARAY
BAYBURT
KARAMAN
KIRIKKALE
BATMAN
ŞIRNAK
BARTIN
ARDAHAN
IĞDIR
YALOVA
KARABÜK
KİLİS
OSMANİYE
DÜZCE
İkindi 16:42
Akşam: 19:15
Arama

Şapa karşı en radikal koruma aşı: Aşılamayı ihmal etmeyin

Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof

Yayınlama Tarihi: 08.11.2025 10:02
|
Şapa karşı en radikal koruma aşı: Aşılamayı ihmal etmeyin

Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezgin Şentürk, şap hastalığına yol açan virüsün, diğer viral etkenlerden çok farklı bir yapıya sahip, çok hızlı bir şekilde kendisini değiştirebilen ve güncelleyen bir virüs olduğunu belirterek, "Şu anda eğer aşıları zamanında ve uygun serotiple yapılmasına rağmen hastalık oluşuyorsa tahminimiz yeni varyantlarla karşı karşıya kalmış olabiliriz açıkçası" dedi.


Şentürk, yaptığı açıklamada, Türkiye’deki şap hastalığının Afrika kökenli Sat-1 ve Sat-2 serotiplerinden meydana geldiğini ve şu anda Sat-1’in aktif durumda olduğunu belirtti.


Şapın 7  serotipinin bulunduğunu dile getiren Şentürk, diğer serotiplerin yol açtığı hastalıklarla Türkiye’nin yıllardır mücadele ettiğini anlattı.


Hayvanlar ilk kez karşılaşınca etkisi ağır oldu


Afrika kökenli serotiplerin ülkeye ilk kez girmesiyle hastalığın etkisinin şiddetli hissedildiğine dikkati çeken Şentürk, "Sat-1 adını verdiğimiz bu serotiplerle hayvanlarımız daha önce karşı karşıya kalmamışlardı. Dolayısıyla hastalığı şiddetli son derece şiddetli oluşmaya başladı ve hayvanların bir çoğunda özellikle kuzu ve buzağılarda kalp kasında meydana gelen hasara bağlı ani ürünler gözüktü" dedi.


Hayvanların birçoğunda ağızdaki, ayaktaki ve memelerdeki lezyonlara takiben de şiddetli bir şekilde hayvanlarda verim kayıpları oluştuğunu vurgulayan Şentürk, tırnaklarda meydana gelen bu lezyonlara takiben kalıcı topallık ve zorunlu kesimlerin görüldüğünü söyledi.


Aşı hastalık yapıcı değil aksine koruyucu


Bunların hepsinin üreticiler için büyük bir ekonomik yıkım meydana getirdiğini belirten Şentürk, şöyle konuştu: "Şap hastalığıyla ilgili son günlerde aşı tartışmaları yaşanıyor. ’Aşı yapıldı hayvan öldü, aşı yapıldı ama yine hasta oldu’ gibi iddialar, tartışmalar oluyor. Şap hastalığının virüsünü alan bir hayvanda hastalığın bir kuluçka devresi olur. Bu 3 ile 6 günlük bir dönemi kapsar bazen 14 günden 21 güne kadar uzayabilir açıkçası. Aşı yapıldığı esnada hayvanlar virüs almış olabilir ama klinik belirtil göstermemiş olabilir ve aşı yapıldıktan birkaç gün sonra da klinik belirtiler oluşmaya başlar. Hayvan sahipleri genellikle bunu aşıdan sonra oluştu diye bir düşünceye sahip olabilir. Bu düşünce çok doğru bir yaklaşım değildir. Aşılama hastalıktan korunmada veya hafif atlatmada son derece önemlidir."


Şentürk, ilk doz aşı yapıldıktan 10 gün sonra kısmi bir koruma meydana geleceğini dile getirerek, üç hafta da dört hafta sonra yapılan ikinci doz aşıdan sonra bile 21 gün sonra tam bir bağışıklık koruyuculuk oluşmaya başlayacağını söyledi.


Alt varyant endişesi


Kendilerine üreticilerden ’Ben hayvanımı aşılattım, uygun zaman ve aralıkta yaptırdım ancak iki ay sonra üç ay sonra şapla karşı karşıya kaldık, 1-2 ay sonra hayvanlar hastalandı’ gibi şikayetler aldıklarını vurgulayan Şentürk, şöyle devam etti:


"Bunun da muhtemel en büyük nedenlerinden bir tanesi alt varyant olabilir yada hayvanlarda var olan immunsistemi zayıflığına neden olan sorunlar beklenilen bağışıklığı oluşturmamış olabilir. Şap hastalığına yol açan virüs, maalesef diğer viral etkenlerden çok farklı bir yapıya sahip ve çok hızlı bir şekilde kendisini değiştirebilen hastalık yapıcı yapılarını değiştirebilen ve güncelleyen bir virüs. Şu anda sahada muhtemelen düşüncemizi o yönde; alt varyant dediğimiz değişik varyantlarla karşı karşıya kalmış olabiliriz. Şap hastalığında bir serotipe karşı ya da bir varyanta karşı yapılan aşılama maalesef yeni bir varyanta karşı koruyuculuk meydana getirmiyor."


Kendini sürekli yeniliyor


Şentürk, "Sürekli kendisini yeni şartlara göre yenileyen bir virüsle karşı karşıyayız. Bu konuda ülkeye gelen kuşak enfeksiyon virüsüne karşı daha etkin mücadele edilmesi gerekiyor" dedi" dedi.


Hastalıkla ilgili sektör içindeki tüm ilgililerin taşın altına elini koyması gerektiğini belirten Şentürk, hayvan hareketlerinden, salgının boyutuna, gözlemlerden kontrole kadar geniş çaplı çalışma yürütülmesinin önemli olduğuna işaret etti.

Haber Merkezi
Haber Merkezi

Yorum Yap

0/1000 karakter
Tüm alanlar zorunludur

Yorumlar

0
Yükleniyor...

Yorumlar yükleniyor...