Menü
Son Dakika :
Konya
30°C
ADANA
ADIYAMAN
AFYONKARAHİSAR
AĞRI
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
ISPARTA
MERSİN
İSTANBUL
İZMİR
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
KAHRAMANMARAŞ
MARDİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
ŞANLIURFA
UŞAK
VAN
YOZGAT
ZONGULDAK
AKSARAY
BAYBURT
KARAMAN
KIRIKKALE
BATMAN
ŞIRNAK
BARTIN
ARDAHAN
IĞDIR
YALOVA
KARABÜK
KİLİS
OSMANİYE
DÜZCE
İkindi 16:42
Akşam: 19:15
Arama
Google news

Bakan Ersoy: "Anadolu sofralarının kökenine ışık tutuyoruz"

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Anadolu’da yapılan kazılarda 4 bin yıllık nohut ve 8 bin 600 yıllık ekmek kalıntılarının gün yüzüne çıkarıldığını duyurdu

Yayınlama Tarihi: 08.10.2025 11:49
|
Bakan Ersoy: "Anadolu sofralarının kökenine ışık tutuyoruz"

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Anadolu’da yapılan kazılarda 4 bin yıllık nohut ve 8 bin 600 yıllık ekmek kalıntılarının gün yüzüne çıkarıldığını duyurdu.


Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteklediği arkeolojik kazılarda, Anadolu’nun binlerce yıllık sofra kültürünü belgeleyen yeni buluntular ortaya çıkarıldı. Kütahya Tavşanlı Höyük’te gün yüzüne çıkarılan 4 bin yıllık nohut kalıntıları ile Konya Çatalhöyük, Eskişehir Küllüoba ve Karaman Topraktepe’de tespit edilen antik ekmek örnekleri, insanlık tarihine dair eşsiz veriler sunuyor.


"Bugün nasıl gastronomide Türkiye konuşuluyorsa, binlerce yıl önce de Anadolu aynı bereketin merkeziydi"


Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yapılan kazıların Anadolu’nun üretim ve sofra kültürüne ışık tuttuğunu belirterek şunları söyledi:


"Kütahya Tavşanlı Höyük’te 4 bin yıllık nohut, Konya Çatalhöyük’te 8 bin 600 yıllık, Eskişehir Küllüoba ve Karaman Topraktepe’de binlerce yıllık ekmek kalıntılarını gün yüzüne çıkardık. Bu buluntular, Anadolu’nun üretim geleneğini, inanç sistemlerini ve sofra kültürünü bir bütün olarak gözler önüne seriyor. Bugün nasıl gastronomide Türkiye konuşuluyorsa, binlerce yıl önce de Anadolu aynı bereketin ve kültürel zenginliğin merkeziydi. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu köklü mirasın izlerini sürmeye ve geçmişimize ışık tutmaya devam ediyoruz."



Tavşanlı Höyük’te 4 bin yıllık nohut kalıntıları


2025 yılı kazı sezonunda Tavşanlı Höyük’te leblebinin ham maddesi olan nohut kalıntılarına ulaşıldı. Tunç Çağı’nın ortalarına tarihlendirilen bu örnekler; buğday taneleri, pişmiş toprak kaplar ve gümüş bir saç halkasıyla birlikte bulundu. Tavşanlı Höyük ekip üyesi Dr. Doğa Karakaya tarafından yapılan mikroskobik incelemelerde, bu kalıntıların Anadolu’nun erken dönem tarım kültürüne ait olduğu belirlendi.


Ayrıca aynı höyükte 2022 yılında bulunan 4 bin 200 yıllık fındık kalıntıları üzerinde yapılan analizlerde, bunların bölgede doğal olarak yetişen çalı fındığı (Corylus) türüne ait olduğu tespit edildi.



Tanelerden sofraya: Anadolu’nun ekmek geleneği


Tavşanlı’daki baklagil buluntuları, Anadolu’nun üretim kültürünün köklü geçmişini ortaya koyarken; farklı bölgelerde bulunan ekmek örnekleri bu üretimin sofralara ve ritüellere nasıl yansıdığını gösteriyor. Konya’daki Çatalhöyük’te 8 bin 600 yıllık mayalanmış ekmek, Eskişehir Küllüoba Höyüğü’nde 5 bin yıllık ritüel amaçlı mayalanmış ve pişirilmiş ekmek, Karaman Topraktepe (Eirenepolis) Antik Kenti’nde ise bin 300 yıllık bezemeli arpa ekmekleri tespit edildi.


Küllüoba ekmeği üzerinde yapılan analizlerde gernik buğdayı ve mercimek tespit edildi. Ekmeğin yaklaşık 140 derecede pişirildiği, bir parçasının koparıldığı ve ardından bir bereket ritüeli kapsamında yakılarak evin arka odasında, eşik kenarına gömüldüğü anlaşıldı. Bu ritüel, dönemin toplumsal yaşamında üretim ve inanç pratiklerinin birbirine ne kadar iç içe geçtiğini gösteriyor.



Bilimsel kazılarla gün yüzüne çıkan kültürel süreklilik


Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bilimsel kazı ve koruma çalışmaları, Anadolu’nun üretim kültürünü, inanç sistemlerini ve sofra geleneklerini bütüncül bir yaklaşımla ortaya koymayı sürdürüyor. Ekmek, nohut ve fındık gibi temel gıdalar yalnızca beslenme alışkanlıklarının değil; tarımsal üretimin, toplumsal ritüellerin ve inanç dünyasının da izlerini taşıyor.


Bu benzersiz buluntular, Türkiye’nin bilimsel altyapısı ve koruma vizyonu sayesinde insanlık tarihine kazandırıldı; müzelerde sergilenen örneklerle geçmişle bugün arasında anlamlı bir köprü kuruldu.

Haber Merkezi
Haber Merkezi

Yorum Yap

0/1000 karakter
Tüm alanlar zorunludur

Yorumlar

0
Yükleniyor...

Yorumlar yükleniyor...