Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde yaptığı konuşmada hem Türkiye tarımı hem de Konya Ovası için çarpıcı uyarılarda bulundu. Kalaycı, “Konya olarak çok dertliyiz, Konya Ovası’nın durumu ve gidişatı çok vahim. Böyle devam ederse gelecekte Konya Ovası diye bir yer kalmayacak” ifadeleriyle dikkat çekti.
“Tarımsal üretim daralıyor, çiftçinin yükü ağırlaşıyor”
Konuşmasında zirai don ve kuraklığın etkisiyle tahıl üretiminde ciddi düşüşler beklendiğini vurgulayan Kalaycı, tarımsal göstergelerdeki bozulmaya işaret ederek, üreticinin artan maliyetler altında ayakta kalmaya çalıştığını söyledi. Mazot, gübre, ilaç, yem gibi temel girdilerin çiftçi için artık taşınamaz boyuta ulaştığını belirten Kalaycı, “Üretimi fedakârca sürdüren çiftçimizin, besicimizin, süt üreticimizin gelirini artıracak köklü tedbirleri daha fazla gecikmeden hayata geçirmek zorundayız.” dedi.
2026 Merkezi Yönetim Bütçesi’nde tarımsal destek programları, yatırım ödenekleri ve kredi destekleri için önemli kaynaklar ayrıldığını hatırlatan Kalaycı, Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe görüşmelerinde MHP’nin verdiği önergeyle Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Katılım Bankası üzerinden üreticilerin finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla 50 milyar liralık ilave ödenek sağlandığını da hatırlattı.
“Su petrolden daha önemli; Konya Ovası alarm veriyor”
Kalaycı’nın konuşmasının en kritik başlığını ise Konya Ovası oluşturdu. Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını, özellikle Konya Ovası’nda kuraklık ve kontrolsüz yeraltı suyu kullanımı nedeniyle büyük bir felaketin kapıda olduğunu belirten Kalaycı, şu uyarılarda bulundu:
“Bereketli Konya Ovası kuraklık, iklim değişikliği ve kontrolsüz sulama nedeniyle büyük tehlike altında. Durum ve gidişat gerçekten çok vahimdir. Eğer böyle giderse, yarın ‘Konya Ovası’ diye bir ova kalmayacak, tahıl ambarı olarak bildiğimiz Konya’da tarım yok olacak, içme suyu dahi bulunamayacaktır.”
Konya Ovası’nda yeraltı suyuna ulaşmak için açılan kuyuların 400 metrenin üzerine çıktığını, sıklıkla oluşan obruk ve yarıkların da tehlikenin boyutunu gösterdiğini söyleyen Kalaycı, “Bu mesele sadece Konya’nın değil, tüm Türkiye’nin meselesidir. Çünkü Konya, ülkemizin en büyük tarımsal üretim merkezlerinden biridir.” diye konuştu.
“KOP ve Mavi Tünel hedeflerine ulaştırılmalı, dış havzalardan su getirilmeli”
Konya Ovası Projesi’nin (KOP) Türkiye için stratejik bir proje olduğunu vurgulayan Kalaycı, Mavi Tünel başta olmak üzere bölgedeki kilit tesislerin yıllar önce tamamlanmasına rağmen tarımsal sulama için beklenen su transferinin hâlâ gerçekleşmediğini hatırlattı. Akşehir Gölü’nün kuruduğunu, Beyşehir Gölü’nün ise ciddi risk altında olduğunu söyleyen Kalaycı, ovaya mutlaka dış havzalardan su getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Kalaycı, Ermenek Barajı, Manavgat Çayı, Hirfanlı Barajı ve Fırat Nehri’ni örnek göstererek, “Başka ülkelerden binlerce kilometre öteden petrol ve doğal gaz geliyorsa, denizin altından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne su götürdüysek Konya Ovası’na da havza dışından su getirmek mümkündür. Hiç kuşku yok ki su, petrolden daha da önemlidir.” dedi.
Kış aylarında denizlere boşa akan suların Konya Ovası’na yönlendirilerek göllerin ve yeraltı su kaynaklarının beslenebileceğini belirten Kalaycı, bu konuda 2026 yılı yatırım programına acilen somut projelerin alınmasını talep etti.
“Çiftçi: ‘Destekleri bir süre vermeyin, yeter ki ovaya suyu getirin’ diyor”
Kalaycı, Konya çiftçisinin su konusunda her türlü fedakârlığa hazır olduğunu da vurguladı:
“Çiftçimiz, tarım desteklerini bir süre vermeyin, yeter ki ovaya suyu getirin diyerek fedakârlık yapmaya da hazır. Yeter ki Konya Ovası için acil eylem planı devreye alınsın.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar Konya’ya önemli yatırım ve hizmetler kazandırdığını ifade eden Kalaycı, “Konya Ovası’na dış havzalardan su getirecek projelerin de Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla hızla uygulamaya konulacağına inanıyoruz. Yeter ki Konya Ovası’ndaki vahim gidişat tüm boyutlarıyla kendisine anlatılsın.” şeklinde konuştu.
Su yönetimi ve sulama altyapısında köklü değişim çağrısı
Kalaycı, Türkiye’nin su yönetiminde de yeni bir yapılanmaya gitmesi gerektiğinin altını çizdi. Su kanununun bir an önce çıkarılması, kurumlar arası koordinasyonun güçlendirilmesi ve havzalar arası su transferinin belli ilkeler doğrultusunda planlanması gerektiğini söyledi.
Açık sulama kanallarının yerini kapalı veya yer altı borulu sistemlere bırakmasının zorunlu hale geldiğini belirten Kalaycı, basınçlı sulama sistemlerinin ve yeraltı sızdırmalı sulama yöntemlerinin daha güçlü biçimde desteklenmesini istedi. Konya gibi su stresi çok yüksek illerde ise su tüketimi az olan ürün desenine geçişin teşvik edilmesi gerektiğini ifade etti.
Hayvancılıkta çoban sorunu, sigorta şikayetleri ve süt desteği vurgusu
Mustafa Kalaycı, konuşmasının bir bölümünde hayvancılık politikalarına da geniş yer verdi. Et ve süt ihtiyacının yurt içi üretimle sürdürülebilir şekilde karşılanması için; hayvan varlığının artırılması, suni tohumlamanın yaygınlaştırılması, meraların ıslah edilmesi ve genç-kadın yetiştiricilerin desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
Kalaycı, sektörde giderek büyüyen “çoban sorunu”na da dikkat çekerek, özellikle Afgan uyruklu çobanların çalışma izniyle kayıt altına alınmasını, disiplinli ve takip edilebilir bir düzenleme getirilmesini önerdi.
Süt üreticisinin mali tablo karşısında zorlandığını belirten Kalaycı, süt fiyatları ile yem fiyat artışları dikkate alındığında süt desteğinin en az 1,50 lira seviyesine yükseltilmesi gerektiğini söyledi. Süt gelirlerinden yapılan stopaj ve Bağ-Kur kesintilerinin üreticiyi iyice köşeye sıkıştırdığını ifade ederek, mevcut uygulamaların gözden geçirilmesini talep etti.
Hayvan hayat sigortası, TARSİM kapsamı ve küpe ücretleri konusunda da üreticiden yoğun şikâyet geldiğini hatırlatan Kalaycı, sigortanın dar kapsamlı kaldığını, şap hastalığı gibi büyük kayıplara yol açan durumlarda yeterli karşılık verilemediğini belirtti. Süt birliklerinin ücretsiz küpe takma yetkisinin geri verilmesini ve birlik başarı kriterlerinin daha somut verilere dayandırılmasını önerdi.
“Bu sadece Konya’nın değil, Türkiye’nin geleceği meselesi”
Konuşmasını, Konya Ovası’ndaki vahim tabloya tekrar dikkat çekerek tamamlayan Kalaycı, ovadaki her bir obruğun aslında Türkiye’ye verilen “alarm sinyali” olduğunu vurguladı. Konya Ovası’nın kaybedilmesinin, Türkiye’nin tarımsal üretim gücünde çok ciddi bir kayıp anlamına geleceğini söyleyen Kalaycı, iktidarı, muhalefeti ve tüm kurumları Konya merkezli su ve tarım politikasında ortak akla davet etti.
Kalaycı, 2026 yılı bütçesinde tarım, su yönetimi ve hayvancılık alanında atılacak her olumlu adımın, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de hayatını doğrudan etkileyeceğini belirterek sözlerini tamamladı.
