Menü
Son Dakika :
Konya
30°C
ADANA
ADIYAMAN
AFYONKARAHİSAR
AĞRI
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
ISPARTA
MERSİN
İSTANBUL
İZMİR
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
KAHRAMANMARAŞ
MARDİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
ŞANLIURFA
UŞAK
VAN
YOZGAT
ZONGULDAK
AKSARAY
BAYBURT
KARAMAN
KIRIKKALE
BATMAN
ŞIRNAK
BARTIN
ARDAHAN
IĞDIR
YALOVA
KARABÜK
KİLİS
OSMANİYE
DÜZCE
İkindi 16:42
Akşam: 19:15
Arama

Küresel rekabetin yeni alanı: Kültür-teknoloji ittifakı

ABD ile Çin arasındaki teknoloji rekabeti küresel diplomasi dengelerini yeniden şekillendirirken, Türkiye savunma sanayii başta olmak üzere teknoloji üretiminde elde ettiği başarılarla küresel güç denkleminde yerini güçlendiriyor

Yayınlama Tarihi: 15.11.2025 12:24
|
Küresel rekabetin yeni alanı: Kültür-teknoloji ittifakı

ABD ile Çin arasındaki teknoloji rekabeti küresel diplomasi dengelerini yeniden şekillendirirken, Türkiye savunma sanayii başta olmak üzere teknoloji üretiminde elde ettiği başarılarla küresel güç denkleminde yerini güçlendiriyor.


Küresel diplomasi artık klasik müzakere masalarından veri merkezlerine, yapay zekâ laboratuvarlarına ve çip üretim hatlarına taşındı. ABD ve Çin’in küresel üstünlük yarışında kuantum teknolojisi, otonom sistemler, yapay zekâ ekosistemleri ve veri akışının kontrolü ön planda. Bu yeni denklemde teknoloji yalnızca üretim veya güvenlik unsuru değil, aynı zamanda kültürel nüfuzun ve ideolojik yönlendirmenin de temel aracı haline geliyor. Akademisyen ve teknoloji uzmanı Ecehan Ersöz, küresel sistemde yaşanan bu dönüşüm için "Teknoloji artık yalnızca teknik bir alan değil, kültürel ve diplomatik bir güç aracıdır. Teknolojiyi kim geliştiriyorsa, sadece standartları değil; değer setlerini de ihraç ediyor. Bu nedenle kültürel hafızayı korumak, teknoloji çağında en güçlü savunma hattıdır" dedi.


Türkiye ise bu güç denkleminde yalnızca teknoloji ithal eden değil, teknoloji üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna yükseliyor. Savunma sanayiinde geliştirilen yerli platformlar, sensör sistemleri ve komuta-kontrol yazılımları, Türkiye’nin teknoloji alanında elde ettiği stratejik kazanımların en somut örneklerini oluşturuyor. Ersöz, teknolojik millileşmenin sadece donanım veya yazılım üretmekle sınırlı olmadığını belirterek, "Teknolojiyi kim geliştiriyorsa, sadece standartları değil; değer setlerini de ihraç ediyor. Bu nedenle kültürel hafızayı korumak, teknoloji çağında en güçlü savunma hattıdır. Bugün kimin veri üretme, işleme ve dönüştürme kapasitesi daha yüksekse; o ülke küresel sistemde daha güçlü bir ses çıkarabiliyor. Bu sebeple yapay zeka veri merkezleri giderek artıyor ve birçok küresel markanın sürekli yeni veri merkezleri açtığı haberlerini duymaya devam ediyoruz. Virginia eyaletinde bu sene yapılan veri merkezi başvuru sayısı bir önceki seneye göre yüzde 16 artmış durumda. Bu yüzden veri merkezleri yalnızca teknik altyapılar değil, modern diplomasinin yeni karargahları haline geldi" dedi.


Son dönemde sıklıkla gündeme gele "tekno-feodalizm" kavramına da dikkat çeken Ersöz, modern teknolojiyle feodal hiyerarşilerin birleştiği bu yapının, dijital platform devlerinin veri ve davranışlar üzerindeki kontrolünü artırdığını belirterek şöyle devam etti: "Otomasyon sadece üretim hattında değil; artık insan davranışlarının biçimlendirilmesinde de işliyor. Bu da kültürlerin, değer sistemlerinin ve toplumsal koordinasyonun teknoloji aracılığıyla yeniden kurgulandığı anlamına geliyor. Küresel sistemde çok büyük platform şirketlerinin veri üzerinde kurduğu otorite, yeni tip hakimiyet biçimini tetikliyor. Teknolojinin toplum psikolojisine, aidiyet duygusuna, güven inşasına, kültürel altyapıya ve güç ilişkilerine nasıl dokunduğuna dair farkındalığımızı artırmamız gerekiyor".


Teknolojik millileşmenin yalnızca donanım ve yazılım üretmekle sınırlı olmadığının altını çizen Ersöz, "değerlerin millileşmesi" ile de anlam kazandığını belirterek, "Teknolojiyi kim geliştiriyorsa, sadece standartları değil; değer setlerini de ihraç ediyor. Bu nedenle kültürel hafızayı korumak, teknoloji çağında en güçlü savunma hattıdır. Teknolojiyi "yerli anlam sistemleriyle" entegre edebilmek, dijital dünyada kendi hikayemizi yazmamızın ön şartıdır. Kültürünü koruyan toplum, teknoloji çağında sadece tüketen değil; kendi hikâyesini de yazan toplum olur. Bugün teknoloji, endüstri politikalarının değil, diplomasinin zemini ve ekonominin sinir sistemi olarak tanımlanıyor. Gelecek kimseye hazır olarak sunulmayacak. Gelecek, onu inşa edenlere ait olacak. ABD-Çin rekabetinin sertleştiği, teknoloji devlerinin güç kazandığı bu dönemde, Türkiye’nin hem üretme hem de üretirken değer koyma iradesi, küresel güç denkleminde belirleyici bir rol üstleniyor" dedi.

Haber Merkezi
Haber Merkezi

Yorum Yap

0/1000 karakter
Tüm alanlar zorunludur

Yorumlar

0
Yükleniyor...

Yorumlar yükleniyor...