Menü
Son Dakika :
Konya
...
ADANA
ADIYAMAN
AFYONKARAHİSAR
AĞRI
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
ISPARTA
MERSİN
İSTANBUL
İZMİR
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
KAHRAMANMARAŞ
MARDİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
ŞANLIURFA
UŞAK
VAN
YOZGAT
ZONGULDAK
AKSARAY
BAYBURT
KARAMAN
KIRIKKALE
BATMAN
ŞIRNAK
BARTIN
ARDAHAN
IĞDIR
YALOVA
KARABÜK
KİLİS
OSMANİYE
DÜZCE
İkindi 16:42
Akşam: 19:15
Arama

3 parti tek toplantıda

DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin kurduğu Yeni Yol Partisinin TBMM Grup Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan konuştu

Yayınlama Tarihi: 19.11.2025 16:06
|
3 parti tek toplantıda

DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin kurduğu Yeni Yol Partisinin TBMM Grup Toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıda Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen askeri kargo uçağında şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına, silah arkadaşlarına ve millete sabır ve başsağlığı diledi. Kazanın kesin nedeninin kamuoyunda hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde titizlikle incelenmesi ve paylaşılması gerektiğini söyleyen Arıkan, bu kazanın son olmasını temenni etti. Arıkan, 12 Kasım'ın "Afet Eğitimi Hazırlık Günü" olduğunu anımsatarak, afete hazırlık noktasında en büyük görevin iktidara düştüğünü kaydetti. Türkiye'nin deprem ülkesi olduğuna dikkati çeken Arıkan, "'Sesimi duyan var mı?' sorusu, bir kez daha yüreklerimizi yakmadan, on binlerce insanımız bir kez daha depreme kurban verilmeden ülkemizdeki yapı stoku bir an önce depreme hazırlıklı hale getirilmeli." dedi.

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde binanın çökmesi, Dilovası ilçesindeki kozmetik fabrikası yangını, Ordu'nun Fatsa ilçesindeki taş ocağı şantiyesinde meydana gelen göçük ve Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde inşası süren viyadükte iskelenin çökmesine değinen Arıkan, olaylarda ölenlere rahmet diledi. Arıkan, yaşananların kaza değil cinayet olduğunu dile getirerek, "Şimdi herkesin aklında şu sorular var: Acaba Gebze, Dilovası için adalet sağlanacak mı? Acaba hukuk gerçekten işleyecek mi?" diye konuştu.

Vatikan Devlet Başkanı ve Katoliklerin ruhani lideri Papa 14. Leo'nun bu ay sonunda Türkiye'ye yapacağı seyahati hatırlatan Arıkan, ziyareti dikkat ve şüpheyle takip ettiklerinin altını çizdi. Papa'nın ziyaretinin açık, şeffaf ve kamuoyuna hesap verebilir biçimde tartışılması gerektiğini söyleyen Arıkan, şöyle konuştu: "ABD Başkan Yardımcısı Vance'in katılımı, bu sürecin sadece Vatikan'a ait bir girişim olmadığını, aynı zamanda küresel politik ve jeostratejik boyutlara sahip olabileceğini bizlere gösteriyor. Bu ziyaretin sözde 'dinler arası diyalog' gibi siyonist bir projenin aşaması olarak takdim edildiğini görüyoruz. Burada mesele turizm değil yumuşak güç alanlarının yeniden dizaynıdır. Türkiye, bu adımı kendi egemenlik perspektifinden değerlendirmelidir. Buradan iktidara sesleniyorum: Ülkemizin yumuşak gücünü doğru kullanın. ABD'nin, Vatikan'ın coğrafyamızı kuşatma hedeflerine karşı uyanık olun. Bu ziyaretin onlar için asla bir siyasi kazanım olmasına müsaade etmeyin."

Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, Türkiye'de hiç bitmeyen bir ekonomik krizle karşı karşıya kalındığını savundu. İktidar yetkililerinin 2024'te 2025 yılı enflasyon beklentisini yüzde 25 olarak belirlediğini kaydeden Arıkan, milyonlarca vatandaşın maaşına da bu tahmin üzerinden zam yapıldığını anlattı. Arıkan, Merkez Bankasının 2025 yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 31 ile yüzde 33 çıkarttığını söyleyerek, "Milyonlarca vatandaşımız adına sormak istiyorum, yüzde 25 üzerinden haklarını gasbettiğiniz asgari ücretlinin enflasyon farkını yıl bitmeden iade edecek misiniz? Gelecek yılın zam oranlarını açıklarken yüzde 33 üzerinden mi zam vereceksiniz yoksa 2026 tahmini olan ve asla tutturamayacağınız yüzde 13 üzerinden mi vereceksiniz?" diye sordu. Hükümetin enflasyon beklentisine göre zam yapma planının çöktüğünü savunan Arıkan, "Sakın ha, aklınızdan, gelecek yılın zammını yine 'beklenti' rakamlarına göre yapmak geçmesin. Emeklinin, asgari ücretlinin, işçinin, emekçinin hakkı en düşük yoksulluk sınırı olmalıdır." dedi.

"Parti kapatarak ve siyasi yasaklarla siyaseti dizayn etmeye kalkışmayın"
Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen askeri kargo uçağında şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, ailelerine ve milletimize sabır diledi, kazanın nedenlerinin detaylı şekilde araştırılması gerektiğini söyledi."Terörsüz Türkiye" çalışmalarına yönelik değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, "Atılan adımların hukukla pekiştirilmesi önemli olmakla birlikte asıl sorun kaynağımızın, meselenin içindeki tüm kesimler açısından zihniyet olduğu unutulmamalıdır. O yüzden meselenin temellerine inmekle birlikte yeni bir paradigma inşasına da girişmek kaçınılmazdır." diye konuştu.

Davutoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca "İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü"ne yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianameye değindi. Başsavcılıkça CHP ile ilgili Yargıtaya gönderilen yazıya tepki gösteren Davutoğlu, bunun "tam bir facia olduğunu" savundu. Davutoğlu, yazıda CHP hakkında Anayasa'nın 68. ve 69. maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 101. ve devamı maddeleri uyarınca gereğinin yapılmasının istediğini belirterek, "En net şekilde söylüyorum, ana muhalefet partisine karşı kapatma davası açılmasının kimseye bir faydası olmaz. Bunun düşünülmüş olması, zihinden geçmiş olması bile bile asla kabul edilemez. Suç işleyen cezasını çeksin. Parti kapatarak ve siyasi yasaklarla siyaseti dizayn etmeye kalkışmayın." ifadelerini kullandı.

Son üç hafta içinde İstanbul Sanayi Odası, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği, Hazır Giyimciler Derneği ve Ankara Sanayi Odası yetkilileri ile görüştüğünü anlatan Davutoğlu, gelecek günlerde de organize sanayi bölgesi yetkilileri ile bir araya geleceğini dile getirdi. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer acil tedbirler alınmazsa ülkenin üretim çarkları duracak ve ülke, üretimsiz bir finansal rantiye ve hizmet alanı haline dönüşecek. Türkiye'nin en büyük gücü olan Afro-Avrasya merkezinde bir üretim üssü olma niteliği kayboluyor. Tarımda üretim alanlarının her geçen gün daralmasının yanında, sanayide fabrikalar kapanıyor. Sanayicilerimiz, en temel ekonomi ilkelerinden kopuk 'faiz-kur-enflasyon' sarmalında can çekişiyor. Ne yapılırsa yapılsın, yılların biriktirdiği sarmalın çetin duvarları aşılamıyor. Yüksek faiz sanayicinin ümüğünü sıkıyor, düşük kur ihracata dönük sanayiciyi rekabetten koparıyor, yüksek enflasyon üretim planlamasını imkansız kılıyor." 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ni de eleştiren Davutoğlu, teklifin "faizciyi, rantiyeyi kayırdığını" ileri sürdü.

"Ortaya koydukları tek bir madde yok.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Ortaya koydukları tek bir madde yok. Bakın biz 115 madde koymuşuz. Bunun 84'ünde 6 parti mutabık kalmışız. Daha iktidar tarafında hiçbir şey yok, tek bir madde yok. Şimdi tek bir madde bile ortada olmayınca tabii insanlar şüpheleniyor. Acaba diyorlar, Sayın Erdoğan sadece ve sadece kendisi bir dönem daha cumhurbaşkanı olmak, hatta belki cumhurbaşkanlığının süre sınırını kaldırmak için mi bunu istiyor diye, ister istemez insanlarda şüphe oluşuyor. Dolayısıyla bu şüphelerin bir an önce ortadan kalkması gerekiyor. Anayasayla ilgili bir başka önemli konu da şu andaki iktidar mevcut anayasaya uymuyor. Anayasa Mahkemesi karar veriyor, 'uymuyorum' diyor, 'saygı duymuyorum' diyor. AHİM kararları var, 'uymuyorum' diyor. Daha geçen hafta mecliste HSK üyeleri seçilirken anayasanın açık hükmüne uymadı bunlar. Ben de diyorum ki iktidarın anayasayı bağlayıcı hukuk normu olarak görmeye derdi yok. Gerektiğinde uymayabiliyor. Peki gerektiğinde uymayabildiği bir hukuk normunu niye bu kadar önemsiyor? Eğer anayasayı önemsiyorsa iktidar önce uymadığı maddelere bir uysun, şu AYM kararlarını bir gereğini yerine getirsin, AHİM kararlarını uygulasın. Anayasa'yı önemsediğini bize göstersin ki ondan sonra oturup yeni anayasa çalışılsın."

Babacan "Seçim talebiniz var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Önceki seçimden bu yana iki yıl geçmiştir. İki yılda Türkiye'nin sorunları çoğalmıştır. İki yıl önceki faizlere bakın, bugünkü faizlere bakın. İki yıl boyunca Türkiye'de enflasyon hala yüksek seyretmiştir. İki yılda Türkiye'de hukuksuzluk, adaletsizlik artmıştır. Ve bu iktidar bu ülkenin sorunlarını çözememektedir. Dolayısıyla ne kadar erken Türkiye'de bir iktidar değişikliği olsa, o kadar çabuk Türkiye'nin sorunları çözmeye başlar. Dolayısıyla biz tabii ki hemen seçim isteriz. Ancak seçimin olması, yani reel politikasından baktığımızda da iki yolu var. Ya Cumhurbaşkanı'nın yetkisini kullanıp seçime götürecek ya da meclis 360 oyla ülkeyi erken seçime götürecek."

"Cumhurbaşkanı adayı olmayı düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Babacan, "Ben DEVA Partisi'nin genel başkanı olarak doğal Cumhurbaşkanı adayıyım zaten. Partilerin işbirliği mekanizmalarında hem 2018'de hem de 2023'te farklı modeller uygulandı. Fakat biz Türkiye'nin en iddialı siyasi partilerinden birisi olarak ve ülkenin sorunlarını çözmeye en hazır parti olarak evet biz hazırız ve ben DEVA Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayım" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik soruşturmaların sorulması üzerine Babacan şunları söyledi: "Yani dört ayrı konunun böyle yargıda ve başka organlarda böyle eş zamanlı olarak gerçekleşmesi işin tabiatına aykırı. Dolayısıyla usulüne baktığımızda bu bir siyasi operasyon. Sayın İmamoğlu eğer ben cumhurbaşkanı adayıyım demeseydi bu operasyonlar yapılacak mıydı yapılmayacak mıydı? En büyük soru işareti bu. İşin usul açısından baktığımızda masumiyet karinesi diye bir şey var. Yani aksi ispat edilmedikçe herkes suçsuzdur.

Ancak şu da bir vaka ki, Türkiye'de işini temiz yapmaya çalışan az sayıda belediye başkanları var. Yani temiz belediyecilik mücadelesi veren az sayıda belediye başkanı var. Ama belediyelerimizin kahir ekseriyetinde maalesef az ya da çok yolsuzluk var. İktidar muhalefet de fark etmiyor. Buna da çok üzülüyoruz biz. Belediyelerin çoğunda maalesef sıkıntılar var. Ve bunları düzeltme iradesi de çoğu partide ve çoğu belediyede görmüyoruz. Onun için temiz yönetim, siyasi etik, siyasi ahlak, yolsuzlukla mücadele, imar antları meselesi bizim DEVA Partisi'nin en önemli varlık sebebidir.

İstanbul Büyükşehir'e geldiğimiz zaman da biz dosyaların içeriğini parça parça öğreniyoruz. Orada da bulmaca çözer gibi yani. Şimdi önce tutuklama kararı aldılar, arkadan dosyaları ve şahitleri ya da tanıkları ya da itirafçıları topluyorlar. Yani iş tersten gidiyor. Normalde önce bunların yapılıp, ondan sonra somut bir şey ortaya çıktığında gözaltı tutuklama gerekirse olmalı yani. Onun için de toplum ikna olmuyor. Yani AK Parti seçmenin bile bugün yarısı İstanbul Büyükşehir'le ilgili konularda ya bu kadar da olmaz ki diyor, burada bir haksızlık var galiba diyor.

Onun için asıl ilk sorusuna dönecek olursak işin usulü kesinlikle yanlış ama esasıyla ilgili gelişmeleri de takip ediyoruz. Yani bunlar varsa soruşturulmalı, araştırılmalı. Bütün belediye başkanları her zaman hesap vermeye hazır olmalı. Yani belediye başkanları işini açık yapmalı, şeffaf yapmalı ve her zaman da hesap vermeye hazır olmalı."

Haber Merkezi
Haber Merkezi

Yorum Yap

0/1000 karakter
Tüm alanlar zorunludur

Yorumlar

0
Yükleniyor...

Yorumlar yükleniyor...